SİİRT'TE MAHALLİ BAYRAM VE İNANÇLAR
Siirt'te görülen "Cigor-Çık-Gör" ananesi, yumurta bayramı, "Sihirler, Panayır, Sergi ve Meşher'ler yanında, çevredeki dini ve ekserisi batıl olan inançları da zikretmeyi faydalı görüyoruz.
Bu günün ilmi ile zıt bir görünüm arzeden bu inançları, halkın bir zamanlar içten bir istekle gereklerine uyduğu, maddi ve manevi faydalar umduğu ve bugün de görülen tatbikatını bilmek çok yerinde olacaktır.
"Türlü Yönleriyle Ayaş" adlı çok değerli eserlerinde bizlere bu konuda ışık tutan eski Siirt Valilerinden Sayın Mehmed Aldan'ın isabetli ifadelerinde belirdiği gibi: "Bu inançlar daha çok sağlık üzerine olup insanların, hekimliğin henüz gelişmemiş olduğu devirlerde, maneviyata ne derece bel bağladıklarını göstermesi yönünden ilginçtir. Şifa ya ermiş bir kişiden, ya da onun yakınında bulunan bir sudan beklenmiştir. Bazı inançlar efsane unsurlarıyle da karışmışlardır."
Maalesef cehaletin olduğu yerde bu tür sapık ve batıl inançlar, sakat düşünceler, kara mizah tarzındaki davranışlar, saçmalıklar din adına yapılmaktadır. Ortaya çıkan istismarcılar, hoca, hacı müsveddesi sahtekârlar saf ve cahil insanlardan çıkar sağlamak maksadıyla aldatmaktadır. Kur'an'da, Hadis'te, Sünnet'te, yeri olup olmadığı araştırılmadan, sorulmadan inanılmakta ve ortaya hurafeler, sapkın davranışlar çıkmaktadır. Bu da istismarcıların ekmeğine yağ sürmektir. Bu konuda her kes çok dikkatli ve uyanık olmalıdır. Okumadan, araştırmadan inanılmamalıdır.
Gerçekten de Siirt'teki inançların ekserisi bu tarife tıpa tıp uymaktadır. Mesela Fersaf'taki Türbe ile Deyı'deki eski kilise kalıntısında zincire vurulanların delilikleri, Veyselkarani'ye gidenlerin göz hastalıklarının iyileştiği bugüne kadar söylene gelmektedir.
Siirt'in dört bir tarafını çevreleyen sayısız türbe ve ziyaretlerin ise, her birisinin ayrı bir hastalığa şifa oldukları cihetle bunları çoğu halk arasında asabiye, dahiliye, hariciye, göz müteahassısı diye nitelendiği de görülmektedir.
Sırası geldikçe bunları da tek tek ele alacak; meselâ fizik tedavisi yerine geçen Şeyh Musa hazretlerinin kendisine tarh edilen haksız vergiyi kaldırmak için keklik olup padişahın penceresini gagaladığı ve ferman aldığı yolundaki efsaneyle birlikte anlatmaya çalışacağız.
Bunun yanında çocukların yürümesini sağlayan Şeyh İlyas'ın Kabeye uçup üstadı Şeyh Musa'ya helva götürmesini, Şeyh Garip Yusuf, Şeyh Ali Garisi ve sayıları yüzü bulan diğer ermiş kişilerin efsanelerini de bu gün halkın arasında anlatıldığı şekle sadık kalarak tesbit etmeye başlayacağız.
Siirt'in Mahalli Bayramları ve Özel Günler Takvimi
12-13-14 Ocak İDDEM: Noel baba tipinde "Devveme" denilen bir iyilik ineği bu geceler bacadan girip ev halkına zenginlikler getirir.
Akşamları nazlı evlâtları bulunan ailelerin kapısına giden mahalle çocukları "Dehliç" yaparak üzüm, pestil, ceviz toplarlardı. "Cine Cine" nakaratıyla başlayan övücü sözler koro halinde ve gece süresince devam ederdi.
8 Mart Ahadul Hulu (Tatlı Pazar): Bugün herkes mutlaka tatlı yapar. Bir hamur tatlısı olan "Rayuşu Meketip" ve "Keek Mihşi" revaçtadır.
9 Mart Cigor (Çıkgör): Günün özel yemeği "Bumbar" dır. Damlar'da "Suke" denilen meşale çevrilir, havai fişek ve mantar tabanca patlatılır.
22 Nisan ARB'an Zoe: Siirt'in ünlü köftesi "Kitel" ve "Nube" den yapılan sebzeli çorba günün özel yemeğidir.
4 Mayıs Şiher: Şeyh Ebu Vefa bahçesinde kadınlar adaklarını yerine getirir ve eğlenirler.
4 Mayıs Hamislizyede: Bu günde dikiş diken kadının gözlerinin kör olacağına inanılır.
8 Mayıs Cuma Atil Tahlil: Yine dikiş dikenlerin felç olacaklarından korkulurdu.
8 Mayıs Septil Dememel: Çalışan kadının çıban çıkaracağı sanılır ve herkes hamama giderdi.
20 Mayıs Yumurta Bayramı: Nişanlı kızlara sepet sepet boyalı yumurta götürülür ve alanlarda yumurta tokuşturulurdu.
10 Mayıs Anadil Vip (Kurt Pazarı): Örgü ören kadını kurt kaparmış. Herkes Şeyh Halili'l Fert türbesine gider temiz hava alırdı.
11 Mayıs İfneynil Kelep: Yama yapan kadının köpeğin ısıracağına inanılır.
15 Mayıs Cumatil Hatve: Cuma namazından önce kadınlar, Botan vadisindeki "Seri Zine" mevkiinde bahtlarının açık olması ve kocalarının kılıbık olması için dua ederlerdi. Bazılarıda yatsı namazından sonra minareye çıkar. "Ey kevkebi kevkebi, sevi zevci ihmar, derkebi" yani "Ey şans yıldızım kocamı eşek yap bineyim" diye yakınırlardı.
Çok önemli olduğu için yine bir daha ısrarla yazmayı kendimize görev addediyoruz ve kendimizi sorumlu görüyoruz. Yukarıda tarihleriyle verilen özel günlerin tamamı batıl inançlardır. Halen inanan ve uygulayan varsa lütfen biraz düşünsün... Çünkü düşünmek insanlara mahsustur. Çünkü bu yukarıda yazılan inançların hiç bir mantıklı izahı ve hiç bir kaynağı yoktur.
CİGOR BAYRAMI
Siirt'te mahalli bayramlar hayli fazladır. Bölgelerinin özelliklerini teşkil eden bu örf ve adetlerin bilhassa iktisadi yönde olanları yıllar geçtikçe unutulmakta; fakat hafızalarda tatlı bir anı olarak yaşayabilmektedir.
İlimizde görülen bu tip geleneklerin başında CİGOR gelmektedir. İsmi çeşitli şekilde manalandırılan CİGOR'u ilk defa rahmetli valilerimizden Sakıp Beygo "ÇIKGÖR" olarak manalandırmış ve kış müddetince evlerinde mahsur kalan vatandaşların bu sayede baharı karşılayarak etrafa yayılıp gezmelereni sağladığını söylediği onun ağzından dinleyenlerin ifadelerinden anlıyoruz.
Rumi Şubat ayın içinde başlayan kameri ayın ilk Pazartesi gününe rastlayan CİGOR'la birlikte aynı gün hristiyanların perhiz günleridir.
Bir zamanlar Siirt'te bulunan hristiyanların inadına kutlanılan CİGOR'un bir bakıma arapça "CEGİR, GICIK, KIZDIRMA" kelimesinden türediği de söylenebilir. Çünkü Cigor akşamı damlara çıkıp yabani çam ağacından hazırlanan meşaleleri (SURE) yakıp sallayanların "Keşişin inadına bu akşam yemek yiyeceğim" deyip kızdırmaya uğraşmaları bunu göstermektedir. Bu Suke'lerden başka nehir kamışlarından yapılan "ifrayye" ve "Sarbos" denilen şamdanlıkarda rengarenk mumlar yakılmaktadır.
"CİGOR; ÇIKGÖR-GICIK" günü herkes bumbar yemeği ile mutlaka tatlı yapar. Tatlılar da özellik taşımaktadır. Çünkü bugünün özel tatlıları arasında bulunan "Rayoş-Mekatip" (sarılı muska) denilen hamur tatlısı pekmezden yapılmaktadır.
"CİGOR; ÇIKGÖR-GICIK" üç gün devam eder. İlk gün erkekler, ikinci gün de kadınlar ayrı ayrı olarak etraftaki mesire yerlerine beraberinde Cigor yemeklerini götürüp gider ve akşama kadar eğlenirler.
Bilhassa erkekler şehrin güneyinde bulunan Botan vadisindeki "Rasul hacar; Taşbaşı" mevkiine giderler. (Ki artık gitmiyorlar) Buradaki sarp kayalarda yetişen NERGİZ çiçeğinden toplamak ve şehre getirmek için bazen hayatlarını kaybedenlere tesadüf edilir. Eskiden her sene uğrunda bir kurban verilen bu çok hoş kokulu çiçeğe "Ölüm Çiçeği" de demek yerinde olacaktır. Bunun için bu tehlikeli çiçek avından eski korkunçluğuyla artık bahsedilmemektedir.
Hazırlıklarına günlerce evvel başlanılan Cigor münasebetiyle nişanlı ve evli kadınlara çeşitli hediyeler gönderilir, bu hediyeler umumiyetle tatlılar olmaktadır.
Cigor ananesi komşu illerden sadece Mardin'de görülmektedir. (Siirtimizde de Cigor bayramı eski etkinliğini kaybetmiş durumdadır.)
YUMURTA BAYRAMI
Her yıl Mayıs ayının ortalarında kutlanan bu mahalli bayram dolayısıyle bütün evlerde yumurta kaynatılır. Nişanlı ve evli kızlara sayıları 100 ila 500 arasında değişen yumurta yollanır.
O gün çeşitli renklerle boyanmış yumurtalar tokuşturulur. Şeyh Halil-il Fert mezarlığında yapılan şenlikler sırasında erkekler çeşitli oyunlar oynarlar.
Ertesi gün de nişanlıların eğlencesi başlar. Buna "Şihril Memelik" denir. Her aile müstakbel gelinin alıp Şeykültürki tepesi yamacındaki Şeyh Osman mevkiine giderek eğlenirler.